BEN'SEL DÖNÜŞÜMLER
Ertelemek, rahat oy atmak boşluğa! Ne büyük lüksmüş insan yaşamında.. Vazgeçmenin esiri olmak bazen en iyi alışkanlıktır.. Olumsuz gibi görünen bir çok kelime aslına baktığımızda ilacımızdır. Nedense her seferinde kötüye yorup depresyonu meylederiz. Çıkmak için mücadele etmez kendi başına geçmesini bekleriz. Hep bir kurtarıcı ararız, kurtarıcı biz iken. Ulaşım yolunu bulur yine de gitmeye tenezzül etmeyiz. Ağzımızda hep bir kelime dolanır " YORULDUM ". Hiçbir şey yapmadan sadece oturarak yorulan insan topluluğu giderek artıyor. Zamanın sonsuz olacağına o kadar inanmışlar ki boşa tüketmekten geri durmuyorlar. Halbuki muallak olan her şey bir ürperti yaratmalıydı ama maalesef o kadar gereksiz uğraşlardan dolayı o uyarıyı bile sessize almışız.. İnsan çok farklı bir boyut, bilinir ama anlaşılmaz..
En son ne zaman " neden ve nasıl? " sorularıyla baş başa kaldın ? En son hangi merakının içine dalıp saatlerce kaldın ? En son hangi oyuncunun leşini sayıp saatlerce izlemekle kaldın ? Karmaşıktan basite bir uyarı döngüsü. Farklı olmak günümüzde kötü bir anlama geliyormuş gibi lanse ediliyor. O kadar düşünmekten egale olmuş vaziyetteyiz ki belki bir çoğumuz bu basit sorulara bile cevap veremeyeceğiz. Kendimizi zaman/kader nereye götürürse buhranına bırakıp ileride keşke kelimesine tabii olacağız. Bir kitapta görmüştüm bu kişi tanımına ve çok beğenmiştim " -Saydıcılar". Bir şey saydıklarından değil, kendi sözde imkansızlıklarını kadere yıkan, o olsaydı bu olsaydı şu olsaydı ben de yapardım gibi sözlerle kendini avutan insanlardan bahsediyorum. İtiraf etmeliyim ki bir zamanlar ben de öyleydim. Bunca yazdıklarım bir zaman yaşadıklarımdı. Ben de şikayetin o vicdanı rahatlatıcı girdabına kapılmıştım. Her şeyden şikayet eder, sağa sola sataşır onun babası zengin, onun halası memur, onun abisi torpilli vs. gibi yatmaya kılıf uydururdum. Sonra fark ettim ki, " Samet iyi güzelde bir şey değişmiyor ki ?" Hakikatte söylenenlerin nüfuzu kuşkusuz geçerli. Ama bu yapıcılıktan ziyade erteleyici bir karaktere dönüşüyor. Fark ettikten sonra o kadar pragmatist oluyor ki insan Oynanan oyundan dahi bir yararı var mı diye düşünmeye başlıyor... Saatlerce eline aldığın telefonun ön kamerasını aç bak ruhuna ( görebilirsen ) bir yönlendirme olmadan kendine kendinle ilgili bir soru sor. Daha sonra bu sorunun cevabının hayatındaki yerini sorgula.. Bazı temeller böyle atılır, süreklilikle şahlanır, gereksizleri atmakla doğru yol alır, yalanları sıfırlamakla, dürüst olmakla yıldızlanır..
Kendini bir tanımlamaya başladıktan sonra sıra geldi gökyüzünden başlayarak sağa, sola ve arkana bakmaya. Kaçsın ? Kaç kişisin? Hangilerinin fikirleriyle bir, hangilerinin karakteriyle sıfırsın ? Çevrende kaç kişi bilinmezliklere meyilli ve kaç kişi kendini tanımış, yalansız ve iradeli ? Sanırım sen de pek dikkat etmiyorsun, herkes gibi. Arkadaşlık çoğu zaman ağır basıyor, zamanımız o kadar çok ki rahatlıkla tüm günümüzü ayırabiliyoruz. Ya faydası? Eğlence dışında kattıkları ? Zamanını fark etmeden çalan kişileri, davranışları, alışkanlıkları, nesneleri atmadıkça hiçbir zaman kendini tam olarak tanıyamayacaksın. Çünkü hep bir boş meşgaleye itibar edeceksin. Bu bir oyun, dedikodu ya da şikayetler girizgahı olabilir. Bir yalanını duyduğunda, bir söz verip tutmadığında uzaklaşmak en doğrusudur. Ben geçen hafta karşılaştım mesela ve bir oyunda. İnsan " istemiyorum " demekten neden bu kadar tedirgin olur ? Kandırmak daha kötü bir davranış değil midir ? Tamam dedikten sonra söz vermemiş gibi davranmak ne kadar doğru ? Böyle böyle insanlık denen primatlardan dersler alıyoruz. Bu nedenle çevremizi baştan sona derleyip düzenlemek ve hayatımıza buna göre " DÜRÜST, GÜVENİLİR " insanları almak hem hayat yolunda, hem insan yolunda daha güzel bir seçenek gibi gözüküyor.
Unutma; gideni tutma, kalana yalanlarını dayatma, eğer faydası ve faydan yoksa vedalaşmaktan korkma. Çünkü bir zamandan sonra sömürgeciliğe giriyor ve hızla eksiliyor. İşin kötüsü insan bunu en sonunda fark ediyor.
DÜRÜST, GÜVENİLİR , SAMİMİ, KANDIRMA NİYETİ BARINDIRMAYAN İNSANLARA DENK GELMENİZ DİLEĞİYLE..
Sürçülisan ettiysem affola..
