KABUK ve VEDA - Birmiftahis

18 Aralık 2021 Cumartesi

KABUK ve VEDA

X.. 

   Ä°nsan bahane güdüsüdür hayatın.. ve hayat bir miftahtır durduÄŸunda kapının... Binbir türlü kapı olsa dahi verdiÄŸin vedadır seçeceÄŸin kapıların...    Böyle bir veda ile baÅŸlar nefes almalar bazen. Böyle bir terk ediÅŸ ile yoluna girer hisler, düşünceler. Sonuna bakıldığında kalan gerçekten sen misin ? Yoksa olmadığın, olduramadığın, olmasına mani olmadığın farklı bir tür mü ? Ucu açık bir soru daha.  BoÅŸluklarla dolu bir yer ki burası, " BoÅŸlukları doldurunuz " sorusuna kimi zaman verecek cevabımız kalmıyor. Genelde yazdıklarımızda sallamasyon birer yanıt oluyor. Derin diye tabir edilen yerin sadece yüzeyine bakıyoruz ve buna göre ÅŸekillendiriyoruz bir çok ÅŸeyi. İnsan derinliklerden korkar deÄŸil mi Albay'ım ? İşte bir OÄŸuz Atay karakteri bazen her ÅŸeyi özetleyebiliyor... Okumak bu yüzden güzel. Bir çok karakterle arkadaÅŸ oluyorsunuz. Yeri geliyor onlardan fikir alıyorsunuz. Yeri geliyor bir karaktere sövüyor, yeri geliyor karakter için aÄŸlıyor, kimi zamansa destekliyoruz. Peki kaçımız kendi ile özdeÅŸleÅŸtiriyor ve alıntılıyor ? Artık bir çoÄŸumuzun derdi " diksiyon " ve Kitap gibi bir tarihi " diksiyonu düzeltiyor " diye okuyoruz..  Sanırım kitabı okumanın gayesi ve biçimi deÄŸiÅŸti. ÖrneÄŸi olmayan ÅŸeyler deÄŸerlidir derler. Peki bizim bir örneÄŸimiz dahi yokken neden deÄŸersiz hissediyoruz ? BaÅŸka bir aklın gereksiz denk getirdiÄŸi kelimeleri kendimize kahır ediyorken neden yıllar önce yaÅŸamış bir karakterin güzel bir cümlesiyle tebessüm etmiyoruz ? ( Edenlere ne mutlu ) Sanırım tek çözüm kendimizi hatırlamak...

    BaÅŸlamak... Veda ile mesela. İnsan en çok neye veda etmek ister ? GeçmiÅŸine mi ? GeleceÄŸine mi ? Peki hangisi hangi koÅŸulda kazanır ? O anın hissi mi ? Rasyonel bir gözlem mi ? İşte bunun yüzlerce cevabı var. Bence birçok ÅŸeye " Veda " edemediÄŸimiz için birçok acıya maruz kalıyoruz. Düzelir temennisi bizi düzelemeyecek bir kalıba sokabiliyor çoÄŸu zaman. İstisnalar vardır elbette ama Veda etmeyi, yürüyebilmeyi, yürüyebilme görevini hem fiziken hem ruhen yapabilmeyi iyi, anlaşılır öğrenmemiz gerekiyor kanısındayım. Öncelikle Veda nedir ?  Bir ÅŸeylerden mahrum kalmak mı ? Sana iyi gelmediÄŸi için olayı, nesneyi, kiÅŸiyi terk-i diyar etmek mi ? İşte burayı iyi irdelersek ve hayatımızı baz alıp karar verirsek her ÅŸey olmasa dahi bir kısım ÅŸeyler yoluna girmeye baÅŸlayacak gibi duruyor. Veda insandır. Veda ruhtur ve " Veda " YokluÄŸun ileride acı vermeyecek halidir. Kastım sadece insanlar deÄŸil, genel olarak bir durumdan bahsediyorum. İnsan kendisine  acı veren bir nesneden de vazgeçip veda edebilir ( Tabii yeteri kadar cesaretliyse ) BaÄŸlılıklarınız ne kadar fazlaysa vedalarınız o kadar basit ve kısa sürer der bir yazar. Çok doÄŸru deÄŸil mi ? Veda birazda baÄŸlılıklarımızla orantılı. Can Yücel'in dediÄŸi gibi; " BaÄŸlanmayacaksın öyle körü körüne "... Sana iyi gelmiyorsa kenara koy ve orada kalsın. Yazıldığı kadar kolay deÄŸil farkındayım. Ama bunları uygulamadan da kendimizi tam anlamıyla hayat denilen yerin içine atamıyoruz. Zaman geçerken A nesnesine takıl, seni üzen B ÅŸahsına tolerans göster, Seni boÄŸan bir C ortamına sabır göster ve gidecek senin en deÄŸerli ÅŸeyin zamanın olsun.. Böyle düşündükçe ne çok zaman kaybımız olduÄŸunu görüyoruz...

    Yontacağız kendimizi, kendimiz ile. Benlik denen hissin içinde bulunabilmek için vedalaÅŸtığımız kendimizle konuÅŸacağız. Bu delilik deÄŸil aksine zekilik belirtisidir. İnsan kendi kendine gelmediÄŸinde ( olumsuz anlamda ) delilir. Öncesi mutsuzluk, sonrası deÄŸersizlik, daha sonra hiçlik.. Hiçlikten kastım  Nasreddin hocanın kıssadan hissesinde ki " Hiçlik " deÄŸil elbette. Daha negatif daha eksilere inmek belirmek istediÄŸim.. Umarım İnsan olabilmeyi ilk önce kendimizde öğrenebiliriz. Kendimize sorduÄŸumuz soruların cevabını sadece kendimiz verebiliriz.. Ve son olarak geleceÄŸe " VEDA " etmemek için bugünü, hemen kendimize bir kalem ve kağıt yardımıyla sormalıyız.. Tek çözüm sormak. En önemlisi ise "İlk kendimize "... İlklerimize..

Sürç-i lisan ettiysek af ola..,





1 yorum:

  1. Um dos meus pastores me ensinou algo que eu trago comigo até hoje, ele disse: Viviane, se você não deixar ir o que é velho, você nunca receberá o novo que Deus tem para lhe dar, e é exatamente isso, Sam, as vezes tenho a sensação de que se apegar com todas as forças aquilo que não me faz bem é melhor do que abrir mão dele para esperar receber o novo que eu ainda não conheço. O fato é que somos imediatistas, nos deixamos levar pelo que vemos, tocamos, sentimos e levando para o lado espiritual da coisa, a fé tem muito haver com isso, pois ela é a certa daquilo que não vemos, mas temos certeza que irá acontecer, acredito que muito se resume a fé tanto no que é bom ou até ao inverso. Acredito que seja mais ou menos isso. Excelente artigo, encantada!

    YanıtlaSil

Bu Blogda Ara